Tercüme yapan kişi bir dilden sözel ifadeleri başka bir dile çevirir. Tercüme çeşitlerinin; fısıltı tercüme, simültane tercüme ve ardıl tercüme olarak ayrıldığı bilinmekte. Her biri sadece konuşma ve diyaloglarda kullanılan, tamamen konuşma diliyle yürüyen ve en zor olan yanı ise düşünmek için çok fazla zaman sağlanmayan çevirilerdir. Bu sebeple tercüman kaynak dili ve hedef dili çok iyi anlamalı olabildiğince hızlı bir şekilde düşünerek doğru kelimelerle çeviriyi tamamlamalıdır.
Profesyonel olmak isteyen bir tercüman mesleğine başlarken kendi bilgi birikimi ve ilgi alanları noktasında ya da sektörde açık bulunduğuna inandığı bir konuda uzmanlaşmalıdır. Bu konular tıp, ticaret, ekonomi, siyaset, uluslararası ilişkiler, teknik konular, turizm, spor, hukuk ve edebiyat şeklinde özetlenebilir. Bu konularda daha tecrübeli tercümanlarla istişareler etmeli, gerekli her türlü bilimsel dokümandan faydalanmayı bilmelidir. Tercüman anlık yapılan çeviriler için de daima hazırlıklı olmalıdır. Not alma alışkanlığı iyi bir kurtarıcı olabilir. Hafıza teknikleriyle mesleğinde kendini geliştirmesi özellikle ardıl tercüme yaparken performansını olumlu yönde etkileyecek tekniklerdendir. Sürekli konuştuğu dillerde yayınlar takip etmesi, orijinal filmler seyretmesi hatta olanakları nispetinde hedef dilin konuşulduğu ülkeleri ziyaret etmekle mevcut dilin kültürünü ve sokak jargonunu daha iyi tanımış olacaktır.
Tercümanlıkta mükemmel çeviri yoktur. Zaten olması da mümkün değildir. Tercüman özellikle simültane denilen şekliyle çeviri yaparken, anlamları birbiriyle örtüşen kelimeleri seçmeli, yanlış bir çeviri yaptığını anladığı anda hemen düzeltme yoluna gitmelidir. Yanlışı kabul etmek yanlış yapılan bir çeviriden daha kötü bir sonuç getirmez. Böyle bu durumda tercüman dinleyicileri birkaç saniye bekletmek pahasına dahi, soğukkanlılıkla durumu düzeltmelidir. Canlı yayınların dışında yapılan az sayıda katılımcının olduğu durumlarda sözlük yada teknolojik küçük ürünler kullanabilir.
Leave a Reply